19 Ekim 2008 Pazar

Giderim

İçimde bir acı fırtına kopar
Bulutlarda şimşek çakar giderim
Bitmeyen arzular yolumu kapar
Çılgın bir sel gibi yıkar giderim

Anlarım eşitten farkını farkın
Yıllar süren ömrü biter merakın
Keder uzak olur; mutluluk yakın
Yorgun kafesimden çıkar giderim

O an, zaman durur, mekan silinir
Sonsuzluğa doğru nefes alınır
Ruhum bir damla su, göğe salınır
Süzüle süzüle akar giderim

Çile denizinin görünür dibi
Alır beni yüreğimin sahibi
Geceyi süsleyen yıldızlar gibi
Ben de, bir meş'ale yakar giderim

Birgün utku için, hicran yerine
Dalmak için hülya bahçelerine
Dostların ıslanmış çehrelerine
Son defa, hasretle bakar giderim

Nurullah Genç

Hicran Rüzgarı

Hicrân rüzgârıyım, işkence seli
Kuşandım sevginin intizârını
Mecnun, yüreğine saldığım deli
Bitmeyen bir aşkın ihtirâsını

Hicrân rüzgârıyım; alevden tahtım
Benliğim hasretle büyüyen bebek
Kerem'i Aslı'nın 'âh'ına yaktım
Kanatlarım ateş saçan kelebek

Hicrân rüzgârıyım; ellerim kanlı
Yağmur oldum, şimşek gibi parladım
Ferhat, dağı yaran bir delikanlı
Emrah'ı Selvi'ye müptelâ kıldım

Nurullah Genç

6 Ekim 2008 Pazartesi

Hayat

Peki öyle olsun yüreğim aldırma
Yine yalnızlıklar düştü bahtımıza
Kırılma, alınma gülümse hayata
Her şeye inat, yaşamaya inat


Esen rüzgarın ensene bıraktığı bir damla yağmur
Görebilirsen hakikati işte hayat budur
İçinde kopan fırtınaları durdur
Göremezsen şayet kendi aleminde kudur.